Hayvancılıkta piyasanın tek hakimi devlet
Hayvancılıkta 2017’nin yol haritası büyük ölçüde belli oldu. Yeni yol haritası gösteriyor ki hayvancılık piyasasına büyük ölçüde devlet hakim olacak. Devlet ithalat yapacak, devlet süt piyasasına müdahale edecek,devlet destek verecek.Kredi verecek.
Yol haritasının ana unsuru Milli Hayvancılık Politikası olacak. Bu kapsamda;”Mera Hayvancılığı Yetiştiricilik Bölgesi” kapsamındaki 25 ilde ağıl ve ahır yapımına veya yenilenmesine yüzde 50 hibe desteği verilecek. Et sığırcılığına uygun 200 başa kadar düve alımına yüzde 30 hibe desteği sağlanacak.Bu bölgedeki yetiştiricilere buzağı başına 200 lira daha fazla destek ödenecek.
“Damızlık Düve Üretim Merkezleri” kapsamında en az 500 baş kapasiteli damızlık gebe düve merkezlerinin kurulması öngörülüyor. Kurulacak bu işletmeler için 32 ilde inşaat,hayvan alımı ve makine alımında yüzde 50 hibe desteği verilecek.
Ayrıca 22 ilde en az 500 baş kapasiteli Damızlık-Koç Teke Üretim Merkezleri, 8 ilde ise en az 250 baş kapasiteli Damızlık Manda Üretim Merkezleri kurulması öngörülüyor.
Devlet 500 bin baş hayvan ithal edecek
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da devletin yapacağı sığır ithalatı ile Türkiye, Avrupa’da birinci dünyada ikinci sıradaki yerini alacak. 2016 yılının son günü Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Süt Kurumu’na 500 bin baş damızlık olmayan canlı hayvan ithalatı için yetki verildi. Et ve Süt Kurumu sıfır gümrükle besilik ve kasaplık hayvan ithalatı yapacak. Devlet ithalatı tek başına yapacak. Denilebilir ki devletin ithalat yapmasında ne sakınca var?
Türkiye gibi hayvancılık yapmaya uygun iklimi,bilgi birikimi,kültürü,altyapısı olan bir ülkenin dünyanın öbür ucundan hayvan ithal etmesi en hafif deyimi ile utanılacak bir durum. İthalatın devlet tekelinde olması nedeniyle 2016’da önemli sıkıntılar yaşandı. İthal edilen hayvanların kalitesi,dağıtımı tartışma konusu oldu. Daha da önemlisi kırmızı et fiyatını düşürmek amacıyla yapılan ithalat et fiyatını düşürmedi.Besicilik,hayvancılık yapanları sektör dışına çıkararak dışa bağımlılığı artırdı.
Devlet hem et fiyatını düşüremedi hem de yaptığı ithalatla kendi üreticisini üretimden uzaklaştırırken başka ülkelerin çiftçilerine destek oldu. Bu politika 2017’de de aynen devam edecek.
Sütte müdahale devam edecek
Devlet süt piyasasına müdahaleyi sürdürecek. 2016’da olduğu gibi 2017’de de üretici örgütleri bulundukları bölgede piyasadan arz fazlası sütü alacak ve süt tozuna çevirecek. Et ve Süt Kurumu bu süt tozunu satın alıp ihraç edecek.
Bu konuda Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda üretici örgütlerinin temsilcileriyle yapılan toplantıda sütte piyasaya müdahalenin sürdürülmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Üretici örgütleri ile Et ve Süt Kurumu arasında sözleşmeler yenileniyor.
Geçen yıl litresini 1 lira 15 kuruştan süt alan üretici örgütleri, bu yıl Ulusal Süt Konseyi’nin litre başına 1 lira 21 kuruş olarak belirlediği referans fiyatı baz alarak üreticiden süt alacak. Kooperatif ve birliklerin kesintileri ile üreticinin cebine litre başına net 1 lira 10 kuruş girecek.
Yapılan hesaplamalara göre, 12 litre çiğ sütten 1 kilo süt tozu elde ediliyor. Üreticiden alınan 12 litre sütün bedeli 14 lira 52 kuruş. Alınan çiğ süt fason olarak fabrikada işlenip süt tozuna çevrilirken 1 kilo süt tozu için fabrikaya 2 lira 10 kuruş ödeniyor.
Diğer maliyetlerle birlikte 1 kilo süt tozunun üretici örgütlerine maliyeti 18 lirayı buluyor. Et ve Süt Kurumu,üretici örgütlerinden süt tozunun kilosunu bu yıl 10 liradan alacak. Sütü şehir içindeki bir fabrikada tozlaştıranlara kilo başına 40 kuruş, şehir dışında tozlaştırana 60 kuruş nakliye bedeli olarak Et ve Süt Kurumu tarafından örgütlere ödenecek.
Ayrıca 1 kilo süt tozu üretilirken 600 gram krema elde ediliyor. Tereyağında kullanılan kremanın piyasadaki fiyatı kilo başına 11 lira. Kremanın satışını üretici örgütleri yapıyor.
Yapılan bu işlemlerin sonucunda üretici örgütlerine 1 kilo süt tozunda 48 kuruş kalıyor. Kremanın kilosu 11 liranın üzerine çıkarsa üretici örgütleri para kazanacak, aşağı inerse zarar edecek. Fakat asıl önemlisi piyasada arz fazlası süt alındığı için çiğ süt fiyatının düşmesi önlenmiş olacak.
Krema fiyatının düşmemesi için Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tereyağı ithalatına izin vermiyor.
Ayrıca, geçen yıldan farklı olarak 2017’de süt regülasyonu için ortaya çıkacak zarar bakanlığın destekleme bütçesinden değil, Hazine Müsteşarlığı tarafından görev zararı olarak karşılanacak.
Dünyadaki gelişmelere bakıldığında geçen yıl süt piyasasına müdahalenin başladığı dönemde süt tozunun tonu 1300 dolardı. Bugün 2 bin 100 dolar civarında. Böyle devam ederse piyasaya müdahalede devletin zararı olmayacak.
Damızlık ithalatında TİGEM’e yetki verilecek
Damızlık hayvan ithalatını da devlet yapacak. Bunun için Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM)’ne ithalat için yetki verilmesi bekleniyor. Geçen yıl 150 bin baş damızlık sığır ve 20 bin baş damızlık koyun ve keçi ithalatı için yetki verilen Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM)’ne bu yıl ne kadar ithalat yetkisi verileceği önümüzdeki günlerde belli olacak.
Destek yüzde 25 artacak
Son yıllarda olduğu gibi 2017 tarımsal destekleme bütçesinde en yüksek payı hayvancılık sektörü alacak.Toplam destekler içerisindeki payı yüzde 29.5 olarak belirlenen hayvancılığa 2017’de 3 milyar 793 milyon lira destek sağlanacak. 2016’da hayvancılık desteği 3 milyar 13 milyon lira,2015’te ise 2 milyar 973 milyon liraydı. Hayvancılık desteklerinde 2017’de 2016’ya göre yüzde 25.9 artış öngörülüyor.
Ette sınıflandırma,sütte anlık kayıt sistemi,hayvan hastalıklarıyla mücadele gibi konularda da yeni düzenlemeler uygulamalar olacak.
Özetle, hayvancılıkta 2017’nin yol haritası belli. Daha çok ithalat,daha çok müdahale ile devlet piyasanın odağında olacak.
Basından Alıntıdır.
06.01.2017