Ulusal Süt Konseyi Çiğ Süt Fiyatları Son Dakika 17,25 Olarak Açıklandı

Ulusal Süt Konseyi Çiğ Süt Fiyatları Son Dakika 17,25 Olarak Açıklandı

Çiğ süt fiyatları son olarak ulusal süt konseyi tarafından 17,25 tl olarak açıklanmıştır. Açıklanan bu fiyatla süt üreticisi hayvancılık yapan çiftçilerin üretim yapmaları mümkün gözükmemektedir.Bundan sonra fiyat açıklama durumlarında çiftçileri memnun edecek girdi maliyetlerini karşılayacak enflasyon üzerinde bir fiyat açıklanmalıdır . Bu ülkenin gerçek üreticileri olan hayvancılık yapan çiftçilerimize onları mutlu edecek üretimlerini teşvik edecek gerçekçi bir fiyat verilmelidir. 

Ulusal Süt Konseyi yıl içerisinde belirli aralıklarla çiğ süt fiyatlarını açıklamaktadır. Bizim ulusal süt konseyine önerimiz çiğ süt üreticilerinin maliyetlerini göz önünde bulundurarak enflasyon üzerinde bir fiyat açıklamasıdır. Açıklanan çiğ süt fiyatları çiftçiyi memnun edecek onları ayakta tutacak rakamlarda olmalıdır. Açıklanan düşük fiyatlar hayvan yetiştiricisini yaptığı işten soğutmakta ve çiftliklerin kapanmasına yol açmaktadır sadece süt mandıralarını ve süt sanayicilerini kollayan bir fiyatla süt üreticiliğine çiftçilerimizi devam etmesi imkansızdır.Bidahaki sefere açıklanacak çiğ süt fiyatları noktasında süt üreticilerini daha fazla koruyan bir fiyat açıklanmalıdır. Ulusal süt konseyi yapısında süt üreticilerinin daha fazla söz hakkı olmalıdır.

Bizim tavsiyemiz geçmişte olduğu gibi devletin ilgili kurumlarının doğrudan süte müdehale etmesidir. Et ve Süt Kurumu Türkiye genelinde her bölgede doğrudan süt üreticilerinden süt alımına çok geç olmadan başlamalıdır.Yine her bölgede Et ve Süt Kurumu süt fabrikaları kurarak doğrudan piyasaya süt ve süt ürünleri satışı yapmalıdır çiftçilerin daha fazla ezilmesine izin vermemelidir.Geçmişte Türkiye genelinde süt alımı yapan devlete bağlı ilgili kuruluş ( Tansu Çiller hükümeti ) tarafından özelleştirilerek çiftçiye ölümcül bir darbe vurulmuştur ogün , bugündür Türk hayvan yetiştiricisi kendine gelememiştir. Hayvancılıktaki temel sıkıntıların çözümü Et ve Süt Kurumunun süt piyasasına müdehalesi ile kesin olarak çözülecektir.

Cumhurbaşkanımız ; Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve
Sayın Tarım Bakanımız ; İbrahim Yumaklı süt sorununa vakit çok geç olmadan el koymalıdır.


Biz burda Torunoğlu Tohumculuk olarak çiftçilerimizin yem maliyetlerini ciddi şekilde azaltacak bir çözüm önerisi sunuyoruz . 

Çiftçiyi ayağa kaldıracak üretilen sütün maaliyetini azaltacak karlılığı ciddi şekilde artıracak bir projeden bahsedeceğim.
Bilindiği üzere yemin 2 bileşeni vardır.1.si protein ,2.si enerjidir . Sulu arazisi olup silajlık soya ve silajlık mısır ekme imkanı olan hayvancılık yapan çiftçilere biz Torunoğlu Tohumculuk olarak bu 2 yem bitkisinin öncelikle ekilmesini tavsiye etmekteyiz.Silajlık soyada %18 ve üzerinde hamprotein bulunmaktadır . Süt veren bir büyükbaş hayvana 10 kg ve üzeri soya silajı verildiğinde soyadan protein karşılanmış olur.Ayrıca 10 kg ve üzeri mısır silajı verildiğinde mısırdanda enerji temin edilmiş olunur.İnek başı 100 gramda bu karışıma mineral madde ilave edilir.Bu şekilde bir besleme programıyla süt üreticisi çiftçi %80 en az kesif yemden , fabrika yeminden kesin olarak kurtulmuş olur . Dolayısıyla süt üretimi yapan çiftçi yüksek yem fiyatlarından kurtulduğu için daha çok kazanca ulaşır ve mutlu olur. Sonuç olarak kazancı artan süt üreticisi hayvancılık yapması sürdürülebilir olması bu yöntemle garantiye alınır çiftçilerimizin ineklerini kestirmelerinin önüne geçilmiş olunur.


Tarım şurasında konuyla ilgili gündeme getirdiğim öneri şu şekildedir:

TİGEM’lerimizde yem bitkisi ekimi yapılıp yem bitkisi üretme imkanı olmayan çiftçilere dağıtılmalıdır. Bilhassa Silajlık Soya ekilip , Soya Silajı yapılarak çiftçilere dağıtılmalıdır. Silajlık soya hayvancılık yapan çiftçileri %80 oranında yem masrafından kurtarır. Yemin 2 bileşeni vardır . 1,si protein , 2,si enerjidir. 1 büyükbaş hayvana 10 kg ve üzeri soya silajı verildiğinde soyadan protein alınır , 10 kg ve üzeri mısır silajı verildiğinde mısırdan da enerji alınır , 100 gramda hayvan başı mineral madde ilave edilir , bu şekilde bir beslenme programıyla çiftçi yemden %80 oranında kurtulmuş olur. Çiftçilerimiz silajlık soya ile yüksek yem maaliyetinden kurtulmuş olurlar. Tigemlerimizin yem bitkisi üretip çiftçilerimize satış yapması hayvancılığımız açısından büyük önem arzetmektedir.

https://www.torunoglutohum.com/slajlik-soya-fasulyesi-tohumu.html

Yukarıdaki linkten silajlık soya tarımı ve üretimi hakkında detaylı bilgi alınabilir.
Torunoğlu Tohumculuk , Veteriner Hekim Cengiz Torun
0532 266 40 41 - 0322 239 88 08 

Süt hayvancılığı, tarım ve hayvancılık sektörünün en önemli alanlarından biri olup, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlamaktadır. Hem iç tüketimde hem de ihracatta önemli bir yer tutan süt ve süt ürünleri, ekonomik kalkınma için stratejik bir rol oynar. İşte süt hayvancılığının ekonomideki başlıca yeri ve önemi:

1. Osmanlı Dönemi (1299-1923)

Osmanlı’da süt üretimi, geleneksel hayvancılıkla yapılmaktaydı.

Süt üretimi genellikle köylerde bireysel tüketim için yapılır, fazla süt ise yoğurt, peynir ve tereyağı gibi ürünlere dönüştürülerek pazarlarda satılırdı.

Sütçülük daha çok geleneksel mandıralar aracılığıyla yürütülüyordu.

Osmanlı'da süt üretimi devlet tarafından çok fazla düzenlenmemiş, ancak kadim hayvancılık yöntemleriyle devam etmiştir.

2. Erken Cumhuriyet Dönemi (1923-1950)

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte, tarım ve hayvancılık modernleşme sürecine girdi.

1925 yılında çıkarılan kanunlarla hayvancılığın teşvik edilmesi hedeflendi.

İlk kez modern mandıralar ve süt işleme tesisleri açılmaya başladı.

Devlet eliyle süt üretimi artırılmaya çalışıldı, ancak geleneksel yöntemler hâlâ yaygındı.

3. 1950-1980 Dönemi – Kooperatifleşme ve Sanayileşme

1950’li yıllarda Türkiye’de süt üretiminde kooperatifleşme hareketi başladı.

Et ve Balık Kurumu (EBK) ve Sümerbank, hayvancılık ve süt üretimini destekledi.

1970’li yıllarda süt işleme tesisleri ve fabrikalar kurulmaya başladı.

Ancak üretim büyük ölçüde küçük ölçekli işletmelerde yapılmaktaydı.

Süt üretimi hâlâ tam anlamıyla sanayileşmemiş, pazarlama sorunları yaşanmıştır.

4. 1980-2000 Dönemi – Sanayi Üretimine Geçiş

1980 sonrası dönemde serbest piyasa ekonomisi benimsenmiş ve hayvancılığa yönelik teşvikler artmıştır.

Büyük süt üretim firmaları ortaya çıkmış, Pınar, Sütaş, Torku gibi markalar bu dönemde güçlenmeye başlamıştır.

Modern sağım teknikleri ve hayvancılıkta verimliliği artıran teknolojiler kullanılmaya başlanmıştır.

1990’lı yıllarda soğuk zincir taşımacılığı gelişmiş ve süt işleme tesislerinin sayısı artmıştır.

5. 2000 Sonrası – Modernleşme ve İhracat Artışı

Türkiye, 2000’li yıllarla birlikte süt üretimini artırarak dünyanın önde gelen süt üreticilerinden biri hâline geldi.

Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında süt üretiminde kalite ve hijyen standartları yükseltilmiştir.

Büyükbaş hayvancılık işletmeleri yaygınlaşmış, entegre süt çiftlikleri kurulmuştur.

İhracat artmış, Türkiye’nin süt ve süt ürünleri Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına açılmıştır.

Organik ve doğal süt üretimi önem kazanmaya başlamıştır.

Günümüzde Türkiye'de Süt Üretimi

Türkiye, 2023 verilerine göre yıllık yaklaşık 23 milyon ton süt üretmektedir.

Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri süt üretiminde liderdir.

Modern sağım sistemleri, süt çiftlikleri ve teknoloji kullanımı yaygınlaşmıştır.

Türkiye, hem iç pazarda hem de ihracatta güçlü bir oyuncu olmaya devam etmektedir.

Sonuç

Türkiye’de süt üretimi, tarih boyunca geleneksel yöntemlerden sanayileşmeye, kooperatifleşmeye ve modern çiftlik sistemlerine kadar önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Günümüzde süt üretimi, gelişmiş teknoloji ve büyük ölçekli yatırımlarla desteklenmektedir.


Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest Addthis
Online Alışveriş Hemen Ara