Dünyaca ünlü Çinli botanikçi Prof Zhu Zhaohua'ın katıldığı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar'ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda, Türkiye'nin hayvansal ve tarımsal kalkınması için yapması gerekenler tartışıldı. Türkiye'deki endemik bitki çeşitliliğine vurgu yapan Zhaohua, hayvancılık için alternatif kaba yem üretme yöntemlerine, verimlilik için çok amaçlı bitkiler üretmeye, insanlar için gıda, hayvanlar için yem, artıklarıyla da enerji olabilecek katma değeri yüksek bitkilerin yetiştirilebilmesi için Ar-Ge'ye, bilimsel ve ekonomik bitki yetiştiriciliğine dikkat çekti.
Yaşar Üniversitesi Selçuk Yaşar Kampusu'nda yapılan “Hayvancılıkta ve enerjide yem bitkileri" konularının ele alındığı toplantıya, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Uluslararası Bambu ve Rattan Ağı kurucusu Prof. Zhu Zhaohua, Eğitim Koordinatörü Jin Wei, İzmir Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyeleri Prof. Dr. Ahmet Alçiçek ve Prof. Dr. Hakan Gerel, Dr. Ethem Aznavur, Holding yöneticileri, akademisyenler ve konunun uzmanları katıldı.
"YENİ YEM BİTKİLERİ GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, hayvancılıkta yapısal problemlere çözüm bulmak ve alternatifler üretmek için bu toplantıyı düzenlediklerini belirterek, “Hedef Çiftliği'nde bir ar-ge merkezi kurduk. Yem bitkileri üzerinde çalışıyoruz. Özellikle protein, kuru madde açısından zengin ve iklime uygun bitkileri araştırıyoruz. Ülkemiz yazın kurak geçiyor, rekabet edebilmek ve maliyetleri düşürebilmek için yeni yem bitki türleri geliştirmemiz gerekiyor. Dünyadaki örneklerle, bizdeki örnekleri karşılaştırıyoruz. Kendimize özgü, endemik bitkilerden nasıl yararlanırız onlara bakıyoruz. Prof. Dr. Zhu Zhaohua'nın ağaç altı ziraat, enerji ve yem bitkileriyle ilgili çalışmalarından faydalanıyoruz. Hem enerji bitkisi hem de yem bitkileri konusunda, ülkemizde neler yapabiliriz bunları değerlendiriyoruz" dedi.
ENERJİ İÇİN ÖNEMLİ FIRSAT
İklim ve toprak yapısına uygun yeni tip bitkiler ve ağaçlardan insanlar ve hayvanların faydalanabilmesi konusunda çalışmalarının devam edeceğini belirten Selim Yaşar, “Enerji ihtiyacını biyokütle veya biyogazdan nasıl karşılayabiliriz, ağaç altında kullanılmayan alanları nasıl değerlendirebiliriz? Sorularını sorup atıl değerleri harekete geçirip ülkemize nasıl katkıda bulunabiliriz? diye çalışıyoruz. Hazırladığımız rapora göre, ülkemizin ithal ettiği gazın dörtte birini kendi organik atıklarımızı ve enerji bitkilerini değerlendirerek ortaya koyabileceği sonucu çıkıyor. Almanya'da 9 bin, Türkiye'de ise yalnızca 13 tane biyogaz tesisi var. Bu bir uyuyan potansiyeldir" diye konuştu.
EN FAZLA 20 YILIMIZ VAR
Türkiye'nin hayvancılıktaki temel sorunlarını anlatan Selim Yaşar, "Temel konu, verimliliği artırmak için ırk ıslahı yapmak ve yem bitkileri maliyetlerini aşağı çekmek. Yoksa Türkiye, ömür boyu ithalata yapılan korumalarla yaşamak zorunda kalır. Ömür boyu bu koruma altında kalmamız mümkün değil. Dünya, Avrupa bastırıyor, 'gümrükleri indireceksiniz' diyor. Rekabet edebilir hale gelmek, daha ucuza alternatif yem bitkileri yetiştirip et ve süt fiyatlarını düşürmek için en fazla 15- 20 yıl zamanımız var" dedi.
ÇİN'DEKİ ÖRNEKLERİ ANLATTI
Uluslararası Bambu ve Rattan Ağı kurucusu, dünyaca ünlü botanikçi Prof. Zhu Zhaohua, çalışmalarını anlattı. Çin'de ekilebilir alanların azlığı nedeniyle, ihtiyacı olan ağacın, yiyeceğin, yem bitkilerini aynı alanda üretilmek zorunluluğu bulunduğunu belirten Zhaohua, "Tarımsal ormancılık, denilen uygulamalar ortaya çıkıyor. Kurak olan bölgelerde, buharlaşmayı önlemek ve nemi tarlanın içinde tutmayı hedefliyoruz. Sıcak rüzgarı engellemek için tarlaların etrafına ağaçlar dikiliyor. Bunun sayesinde yüzde 10 nemlilik artıyor. Örneğin, yaprakları ışığı geçirebilen, gerektiğinde kereste olabilen Paulownia ağacı ile birlikte uygun ürün ekildiğinde, yüzde 10 ila 30 arasında ürün artışı da oluyor. Amorfa bitkisi, yem bitkisi olarak gölgede, ağacın altında yetişebiliyor. Çok özellikli bir ürün. Ancak, bitkilerle kök rekabetine girmeyecek uygun ağaçlar ve gölgede yetişebilecek ürünler seçilmeli" diye konuştu.
İzmir Tarım İl Müdürü Ahmet Güldal, Türkiye'nin su zengini olmadığını hatırlatarak, “Belirtilen örneklerle iklimsel farklılıklarımız var. Oradaki şartlarla, Türkiye'deki şartları karşılaştırdığımızda, nerede ve hangi ürünleri ona karar vermemiz lazım" dedi.
Prof. Dr. Hakan Gerel de hayvansal üretimde maliyetin yüzde 70'inin yem olduğunu belirterek, "Ucuz elde etmenin yolu, tekrar tekrar tohum ekmemek, bir bitkiden olduğu yerde uzun yıllar faydalanmak. Kaba yem üretmek için çok yıllık bitkiler üretmemiz lazım. Ancak Çin'de uygulaması yapılan örneklerin bizim iklim ve toprak koşullarımıza uyup uymayacağının çok iyi incelenmesi gerekir" diye konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Alçiçek ise Türkiye'nin kaba yem açığına dikkat çekerek, bu sorunun halledilmeden ne et, ne de süt fiyatlarının aşağı çekilme şansının olmadığını söyledi.
Basından Alıntıdır.
27.05.2017